HDF’NİN TÜRKİYE’DE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ
HDF, Silivri cezaevinde üç yıldan uzun bir zamandır tutuklu ve hala suclarının ne olduğunu bilmeyen milletvekilleri, gazeteci Mustafa Balbay ve Prof.Mehmet Haberl’ı 16.04.2012 tarihinde ikinci kez ziyaret edip, bu özgürlük mücadelesini yeni bir aşamaya getirdi.
HDF bu mücadeleyi Dünya gündemine taşımak için girişim başlattı. Önce Almanya’dan önemli bir gazeteci, Dünya Organ Nakli Organizasyo’nundan da katılabileceklerini bildiren bilim adamları için Adalet Bakanlığından, bu tutukluları ziyaret edebilmek için izin istendi.
Adalet Bakanlığı önce bu ziyarete gazetecilerin katılamayacağı gerekçesiyle izin vermedi. İkinci başvuruda yalnız HDF, CHP ve Dünya Organ Nakli Örgütü üyelerinin tutuklu milletvekillerini 16.04.2012 de ziyaret edebileceklerini kabul etti.
Tamamı HDF’nin emekleri ile organize edilen bu ziyarete; Dünya Organ Nakli Örgütü adına önceki başkanı Prof.Jeremej CHAPMAN Avustralya’dan, Prof.Nadey HAKİMİ İngiltere’den, Prof.Josep LİOVERAS İspanya’dan, HDF Yürütme Kurulu Üyeleri İsmail EREN, Necip ŞAHİN, Şükrü BUDAK, Erdal TEKİN ve Sibel ALTUNAY Almanya’dan, Cezmi DOĞANER Hollanda’dan katıldılar. Ziyarete CHP Milletvekilleri Atila KART ve Nur SERTER de Türkiye’den katıldılar.
Özgürlük ve demokrasi söz konusu olduğu için insanüstü bir çaba ile organize edilen bu ziyaret, katılan bilimadamlarını olağanüstü etkiledi. İstanbul’da konfereans veren Prof.Jeremey CHAPMAN cezaevinde yaşadıklarını, konferansa katılan üçyüze yakın bilimadamı ile paylaştı. Prof.Nadey HAKİMİ, Prof.Haberal’a Dünya’nın ihtiyacı olduğunu vurgulayarak, onun biran önce buradan çıkması için İngiltere Başbakanı’na ulaşıp,yaşadıklarını ona da ileteceğini, basın önünde tekrarladı. Yanında İspanyol gazeteci Ricardo Gines ile gelen Prof.Josep LİOVERAS, aynı zamanda Mustafa Balbay ile de görüştü. Kendisinin de zamanında Franko rejimine karşı mücadele ettiğini, Silivri cezaevinde gördüklerini gazeteci arkadaşına anlatarak İspanya basınına taşıdı.
HDF Delegasyonu nöbet cadırlarında gece gündüz nöbet tutan direnişçi arkadaşlarıda ziyaret edip desteklerini sundu.
Geniş bir heyetle yapılan bu ziyaret Haberal´ı ve Balbay´ı heycanlandırdı. Her ikisi de bu ziyaretteki çalışmalarımızdan ve katkılarımızdan dolayı teşekkür edip, Federasyonumuzun (HDF) Onursal Üyeleri oldular.
Uzun tutuklulukların cezaya dönüştüğü Silivri cezaevini, bu yargılama usulünün Avrupa Birliği Usul Muhakeme yasalarıyla bağdasmadığını, Dünya gündemine taşımak için HDF bundan sonra da tüm olanaklarını kullanarak, çalışmalarını kesintisiz yürütme kararlılığındadır.
HDF YK adina
Necip Şahin / Sibel Altunay
DUYURU: HDF 2012 TEMSİLCİLER KURULU TOPLANTISI
Zaman: 18 – 19 Şubat 2012 Cumartesi ve Pazar
Yer: Margaretenhof Hotel GmbH Am Dornbusch 8, 64390 Erzhausen
FRANSA’YI KINIYORUZ!
Fransız Parlementosu’nun sözde Ermeni Soykırımını reddedenler için kabul ettiği yasa, demokrasiye, hukuka ve düsünce özgürlüğüne yapılan bir darbedir ve bir demokrasi ayıbıdır.
Avrupa Adalet Divanının 17.04. 2004 tarihli kararına göre Fransız Parlementosunun kararı hukuken geçersizdir.
ERMENİ SOYKIRIM İDDİALARININ HUKUKEN GEÇERSİZ OLDUĞUNU ORTAYA KOYAN AVRUPA ADALET DİVANININ KARARI :
Bu dava, AAD'nın birinci dairesi tarafından 17 Aralık 2003 tarihinde Esas No: T-346/03 kararı ile ret edilir. Ermeni diasporası bunun üzerine temyize gider ve AAD'nın dördüncü dairesinde görülen temyiz davası, 17.04.2004 tarihinde, C-18/04 P Esas nolu nihai karar ile yeniden reddedilir ve bu nihai kararla Ermeni diasporası ayrıca 30.bin Avro'luk mahkeme masrafını da ödemeye mahkûm edilirler.
AAD kararına rağmen çıkan yasayla Fransa’da sözde ermeni soykırımı kabul etmeyene bir yıla kadar hapis ve 45.000 € ya kadar para cezası öngörüyor.
Kendi iç siyaset sorunlarını, başarısızlıklarını seçim rantı sağlamak için böyle bir yönteme başvuran Sarkozy aslında Fransa’yı küçük düşürmüştür. Basta Fransa olmak üzere Türkiye’ye karşı düşmanca tertipler içinde bulunan ülkelerle mücadele tüm sorunlarımızda olduğu gibi çözüm yerine boş sözlerle halkımızı uyutan AKP ile verilemez.
Sıfır sorun sözüyle, sorunlu bir dış siyaset, sorunlu bir ülke yaratan AKP Hükümetinin bu sorunda da çözüm üretemeyeceği inancıyla bu soruna yurtseverlik, demokrasi ve barışsever duygularla biz sahip çıkacağız.
Türkiye’de Avrupa’da ve diğer ülkelerde yaşayan yurttaşlarımızın Fransız mallarını boykot ederek ilk somut tepkiyi koymuş oluruz.
Bu konuda yapılacak tüm demokratik etkinliklerde birlikte olmamız gerektiği inancıyla tüm demokratları, demokratik kitle örgütlerini ortak mücadeleye çağırıyoruz.
İsmail EREN
HDF Genel Başkanı
Özgürlügün ve baĝımsızlıĝın simgesi; Uĝur Mumcu
19 Yıl önce bugün Uĝur Mumcu aramızdan ayrıldı.
Korkaklar, katiller sinsi bir tuzak sonucu öldürdüler aydınlık mücadelesi veren yiĝit gazeteciyi.
Türkiye´nin içinden geçtiĝi bu süreçte baĝımsızlıĝı, özgürlüĝü ve hukukun üstünlüĝünü esas almış Uĝur Mumcu´ya Türkiye´nin ne kadar ihtiyacı olduĝunu görmekteyiz.
Uĝur Mumcu "özgürlüĝün ve baĝımsızlıĝın" bir simgesidir.
Gazeteciliĝinin büyüklügü yazılarında laf ebeliĝi yapmaması ve savunduĝu deĝerlerden gelmekteydi.
Uĝur Mumcu´yu "büyük" gazeteci yapan deĝerleri;
- Adaletli ve cesur bir savcı gibi hırsızların ve katillerin peşinde iz sürüyordu. Bu onun "hukukçu" luĝundan kaynaklanan bir özellikti.
- Gerçek bir "lider" gibi kararlı ve inançlı bir tutum sergilyordu. Dönemin adamı olmak, kalemini satmak gibi ucuz ve basit hesapların adamı olmayacak kadar karakter ve kişilik sahibiydi.
- Saĝlam bir devrimciydi.
Günümüz medyasına baktıĝımızda Uĝur Mumcu olmak kolay deĝil diyebiliyoruz. Uĝur Mumcu´ların kolay çıkmayacaĝınıda düşünüyoruz.
Katillerinin bulunması arzusu ve beklentisiyle Uĝur Mumcu´yu saygı ve sevgiyle anıyoruz.
Erdal TEKİN
HDF Yönetim Kurulu adına
SIRA MUHALEFET GENEL BAŞKANLARINDA MI?
Hiçbir demokratik ülkede olmayan, ama Türkiye’de ileri demokrasi kandırmacasıyla AKP İktidarına ve köktendinci bir tarikata muhalif olanların sindirilmesi için kullanılan Özel Yetkili Mahkemeler; yazarları, bilim adamlarını, gazetecileri, siyasi parti başkanlarını uydurma ve gizli tanık yalanlarıyla özgürlüklerini kısıtlayarak tutuklamışlardır.
Hitler dönemini hatırlatan toplama kamplarında kurdukları mahkemelerde üç yılı aşkın süredir ne ile suçlandıklarını bilmeyen bu insanları insanlık dışı koşullarda psikolojik baskı altında tutmaktadırlar.
Her geçen gün yeni ve uydurma suçlamalarla toplumda saygın kişiler tutuklamalarla ülkeyi baskı altını alarak Türkiye’yi bir korku ülkesi durumuna getirmişlerdir.
Kitabı bombayla eş tutan ve basılamamış kitabı yasaklayan bu mahkemeler
Evrensel hukuk kuralarını çiğnemektedirler.
Son olarak, bu Özel Mahkemenin özel savcısı Ana Muhalefet Partisi Sosyal Demokrat Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlığını kaldırarak yargılanmasını istemiştir.
Başbakanın da onayladığı bu demokrasi ayıbını şiddetle kınıyor, tüm demokrat kişi ve kuruluşları insan haklarına, hukuka sahip çıkmasını ve yargının siyasallaşmasına tavır almasını öneriyor ve bekliyoruz.
İsmail Eren
HDF Yönetim Kurulu adına