Taksim Gezi Parkı'ında rantçılığa "artık yeter" protestoları ve polis terörü:

"İktidarın olduğu yerde direniş de vardır."  – Michel Foucault

Taksim'de yaşam alanlarını, meydanın kalan son yeşil alanını savunmak için, Gezi Parkına akın eden, şehrini her geçen gün ahtapot gibi saran neon ışıklı marka panoları medeniyetsizliğine karşı medeni ve barışçıl şekilde "artık yeter" diyen savunmasız insanlara uygulanan karşı uygulanan devlet şiddeti, şımarık iktidarın şaşkınlığı ve iktidarından şüphe telaşına düşmesinin sonucudur.

"Halk iktidarı" diyerek aldığı oylarla iktidar olanlar, bugün halka maskeli polislerle biber gazı boşaltacak kadar zavallı bir duruma düşmüştür. Çünkü dünün dünyasında kalmış buyurgan zihniyetlerindeki halk kavramı, adına oy alınan, ama yaşam alanı, cinsel tercihi, sahip olacağı çocuk sayısı ve alkolü nerede, ne zaman tüketeceğine kadar kendileri tarafından dizayn edilebilip belirlenecek insan yığınıdır.

Fakat Taksim'de, körüne körüne inandıkları her şey ters yüz oldu. Ülkeyi halk düşmanlarından kurtarma yalanıyla devlet aygıtını ele geçirenler başbakanıyla, içişleri bakanıyla, valisiyle, emniyet müdürüyle aynı ezberleri tekrarlamakta, çaresizce manipülatif bir provokasyon odağı aramaktalar.

Ülkeyi rant çiftliği olarak görenlerin, masa başında verdikleri sözlerin gerçekleşmesi için hukuki kararları da ayaklar altına alıp vatandaşlarına şiddet kusacak kadar pervasızlaşmalarını esefle kınıyoruz.

Hasankeyf, Bergama, Kaz Dağları, Artvin, Gezi Parkı... Sırada neresi var?

Sosyaldemokrat Halk Dernekleri Federasyonu olarak, hem "İnşaat ya rasülallah" diyen bu hoyrat rant zihniyetine hem de Cumhuriyet'in diktiği ağacı kesip 21. yüzyılda, eski bir Osmanlı kışlasını alışveriş merkezi olarak yeniden yaparak bir simge ve ideoloji savaşı yürüten bu intikamcı çarpık zihniyete artık yeter diyoruz.

Seçmenler, demokrasilerde iktidarlara, tahakküm kurma ve hoyratça rantçılık yapma hakkı değil hizmet yapma yetkisi verir. Uygarlığın gereklerini hiçe sayıp demokratik temsil hakkını zengin olma, yandaş zengin etme ve savunmasız vatandaşlara karşı şiddet kullanmak olarak yorumlayanlara demokratik bilincin ne olduğunu gösteren onurlu Taksim direnişçilerinin yanındayız.

Cumhuriyet projesi, hem bir umut hem de bir tahayyüldü. Türk insanına şunu fısıldadı: "Gerçekçi ol, imkansızı iste." Taksim'de direnen cumhuriyet insanları, bu tahayyül ve umudun geleceği işaret eden ayak sesleridir.

Her şeye rağmen aydınlık geleceklere dünden daha yakınız. Zira cumhuriyet değerlerine artık gerçek sahipleri olması gerektiği gibi sahip çıkıyor. Halk direnişiyle!

Erkan Budak
HDF Genel Sekreteri

Newsletter / Haber bülteni

Lütfen bu formu gönderebilmek için tarayıcınızın JavaScript özelliğini açın.

Facebook