EVET AMA YETMEZ

Silivri Toplama Kampı, dünya tarihine geçen bir 21. Yüzyılın utanç sembolüdür.

Türkiye, kanıtsız, hukuk kurallarının işlemediği, çağdaşlığın, özgürlüğün, tek adam diktasına teslim edilerek hak etmediği bir süreçten geçmektedir.

Yazarlar, gazeteciler, milletvekilleri, aydınları ancak faşizmin ve diktatörlüğün geçerli olduğu ülkelerde görülen bir polis devleti zorbalığı ile tutsak edilmişlerdir.

Bu aydınlardan biri olan Cumhuriyet Gazetesi yazarlarından ve Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, dört yıl, iki yüz yetmiş yedi gün kanıtsız, özel yetkili siyasallaşmış yargı kararlarıyla tutsak edilmiştir.

Anayasa Mahkemesinin verdiği kararla Mustafa Balbay bugün özgürlüğüne kavuşmuştur.

Bu kararı geç kalmış bir hukuksal karar olarak nitelerken Mustafa Balbay'ın özgürlüğünün mutluluğunu paylaşıyoruz.

Sosyal Demokrat Halk Dernekleri Federasyonu HDF olarak; aydınlıktan yana Türk Halkının,dostumuz Mustafa Balbay'ın, iki hafta önce gazetecilere özgürlük eylemimizde aramızda olan Sayın Gülşah Balbay'ın sevgili kızı Yağmur'un ve sevgili oğlu Deniz'in bu mutlu günlerinde sevinçlerini ve buruk mutluluklarını paylaşıyoruz.

Mustafa Balbay'ın özgürlüğüne evet ama yetmez. derken, Tüm aydınlara, gazetecilere, milletvekillerine askerlere de özgürlük istiyoruz.

Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!

Yıldız AKALIN

Sosyal Demokrat Halk Dernekleri Federasyonu HDF

Genel Başkan Yardımcısı

 
ÖĞRETMENLER GÜNÜ( 24 kASIM 1928):
Cumhuriyetimizin en önemli devrimlerinden birisi de 1 Kasım 1928 tarih ve 1353 sayılı yasa ile kabul edilen harf devrimidir.Bu yasa ile başta Atatürk'ün sofrası olmak üzere Türkiyenin her yerinde okuma yazma seferberliği yapılmıştır. O yıllarda okuma yazma oranı Türkiye'de erkeklerde %7, kadınlarda %1 seviyesinde idi.
Türk Milletinin Çağı yakalaması ve muasır medeniyetin üstüne çıkması için ''Millet Mektepleri'' kurularak halkın aydınlanmasına çalışılmıştır. Bakanlar Kurulu 11 Kasım 1928 yılında,M.Kemal Atatürk'e '' Millet Mektepleri Başöğretmenliği'' ünvanı verilmesini karara bağlamıştır. Bu ünvan 24 Kasım 1928 de ''Millet Mektepleri Talimnamesi''nin yayımlanması ile resmileştirilmiştir.
Atatürk'ün doğumunun 100.ncü yılı olan 1981 yılında ülke çapında Başöğretmen olduğunun yıl dönümlerinde ülke çapında kutlanmaya başlamıştır.
Ulu önder M.Kemal Atatürk'ün deyimi ile Düşünceleri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştiren öğretmenlerin bu anlamlı gününü kutlar, Ülkemize ve milletimize iyilikler getirmesini dileriz.
'' İnsanlar olgunlaşmak için bazı şeylere muhtaçtır. Bir millet ki resim yapmaz, bir millet ki heykel yapmaz, bir millet ki fennin gerektirdiği şeyleri yapmaz, İtiraf etmeli ki O milletin ilerleme yolunda yeri yoktur. '' M. Kemal Atatürk.

HDF YK Üyesi

Erdogan Mutlu

 

 

Mustafa Balbay'ın koğuşu Almanya'da

TIR ile Almanya'ya götürdüler

CHP'nin tutuklu İzmir Milletvekili Mustafa Balbay'ın özgürlüğü için Frankfurt'ta bir etkinlik gerçekleştirildi. Kentin en büyük meydanında gerçekleştirilen etkinlikte Balbay'ın kaldığı hücrenin aynısı sergiye açıldı. Etkinliğe çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi, gazeteci ve yazar katıldı.

Etkinliğe Fazıl Say, Genco Erkal, Zeynep Oral, SPD milletvekilleri Oli Niessen ve Turgut Yüksel de katılarak destek mesajları verdi.

Tutuklu gazeteciler raporunu hazırlayan milletvekillerinden Nurettin Demir etkinlikle ilgili görüşlerini şöyle dile getirdi: "Bu hücrenin birebir yapılması, kullandığı eşyalar, sazı, notları, kitaplarıyla Almanya'da sergileniyor oluşu özgürlük mücadelesi açısından çok etkileyici. Gülşah Balbay'ın açıklamaları çok yerinde ona destek vermek Çok duygusal anlar yaşadık ancak Türkiye'deki faşizan ve diktatoryal yönetimin Avrupa'da duyurulması açısından çok etkili oldu. Türkiye'de acı çeken insanlarımızın sesini duyurma şansımız oldu. Çok anlamlı ve etkileyici bir etkinlik oldu. Umarim Türkiye'nin daha özgür daha demokratik olmasına katkı sağlar."

ETKİNLİKTEN FOTOĞRAFLAR

Alman basının yoğun ilgi gösterdiği etkinliğe Mustafa Balbay'ın eşi Gülşah Balbay da katıldı ve bir konuşma yaptı. Balbay'ın hücresi önümüzdeki günlerde Almanya'nın ve Avrupa'nın çeşitli şehirlerinde sergilenmeye devam edecek.

Zeynep Oral/Cumhuriyet

Yayınlanma tarihi: 19 Kasım 2013 Salı
 

Hayat korkunç! Hayat muhteşem! İnsan, yeryüzünün en vahşi, en acımasız yaratığı! En harikulade, en yaratıcı olan da! Frankfurt’tayım ve birkaç saat arayla cehennemle cennet arasında gidip geliyorum!

Kentin orta yerinde Opera Meydanı’nda, Mustafa Balbay’ın tecritte olduğu dönemdeki hücresi bire bir ölçekte kurulmuş! Tıpatıp aynısı: 6 metrekare! Millet kuyruğa girip içini görüyor. Buradaki insanların aklı almıyor Türkiye’de yaşananları. Hücrenin çevresinde, pankartlar, çiçekler ve Balbay’a mektuplar… Ziyaretçilere Balbay’ın “Yargıtatör” kitabının Almancası dağıtılıyor. Almanya’dan ve Türkiye’den milletvekilleri, sanatçılar… Tek konuşmacı var: Gülşah Balbay. Yaşadığımız süreci anlatıyor. Yanında Yağmur. Ana kız metanet, azim ve cesaret örneği… Dinmeyen bir umutla yalnız kendi yaşadığı değil, Türkiye’de binlerce ailenin yaşadığı haksızlığa ve hukuksuzluğa vurgu yapıyor.

Almanya Sosyal Demokrat Halk Dernekleri Federasyonu’nun (HDF) on kitle örgütüyle düzenlediği bir etkinlik bu… Amaç: Hangi görüşten olursa olsun, gazetecilik yaptıkları için tutuklananlara; düşünce ve ifade özgürlüğüne dikkati çekmek.

Frankfurt’ta, Opera Meydanı’nda saat 16.00. Türkiye’deki hukuksuzluk cehenneme dönüşüyor.

‘Yıkan da yaratan da biziz’

Aynı kent, aynı meydan… Saat 20.00’ye yaklaşırken, telaşlı adımlar çoğalıyor… Bu kez kalabalık o görkemli opera binasından içeri akıyor…

2 bin 500 kişilik muhteşem bir salon. Tek boş koltuk yok. Sahnede Wuppertal Senfoni Orkestrası ve Wuppertal Opera Korosu yerini aldı. Solistler yerlerini aldı. Fazıl Say, piyanosunun başına geçti. Şef İbrahim Yazıcı ellerini, orkestraya ya da gökyüzüne uzattı… Ve Anadolu’dan esen bir rüzgâr bizi sarmaladı. Tanrı’nın ölümlü kulları olarak soluğumuzu tuttuk… Nâzım’ın dizeleri, Fazıl’ın müziği… Artık cennet yeryüzündeydi!

“Nâzım Oratoryosu”nu bugüne değin çok dinledim. İstanbul, Ankara, Aspendos, Efes Antik Tiyatro ve Moskova’da... Ama dün akşamki farklıydı. Belki de bugüne kadarkilerin en görkemlisiydi.. Salonun özellikleri, olağanüstü akustik, Alman orkestra, Alman koro, Alman bariton Thomas Laske… Elbet Türkçe söylüyorlardı: Gerek koro gerek solo tüm Türkçe dizelerin Almanca çevirisi, arkadaki dev perdede Almanca üstyazıyla geçiyordu. Üç küçük solist çocuk da Alman ve Uzakdoğuluydu.

Hasret, tutku, insanlık onuru

Ama belki de en büyük fark dinleyicinin olağanüstülüğüydü. Hasret, özlem, tutku, kıvanç, insanlık onuru… Tümünü yüklenip gelmişlerdi. Genco Erkal’ın yorumladığı her şiire anında tepki veriyorlardı. İzleyicinin coşkusu karşısında Genco Erkal da coştukça coşuyordu!

Soprano Banu Böke, benim için yeni bir keşif oldu. Wuppertal Operası solisti (daha önce Köln Operası’nda çalışmış, belli başlı önemli roller oynamış) sıcacık sesiyle dinleyici büyüledi.

İbrahim Yazıcı orkestrayı kanatlandırdı. Fazıl Say, piyanosuyla bütünleşen afacan bir çocuk gibiydi. Konserin her anı sonsuz bir yoğunlukta, derinlemesine yaşanıyordu. (Konser sonrasında Fazıl Say da “Benim için en güzel Nâzım oratoryolarından biriydi” diyecekti.)

‘Tüm salon ayağa fırladı’

“Nâzım Oratoryosu” yine Anadolu’dan esen rüzgâr sesiyle sona erdiğinde tüm opera salonu ayağa fırladı, alkış kesilecek gibi değildi… Ben bütün gün yaşadıklarımı düşünüyordum:

Gecenin açılışını Frankfurt Belediye Başkanı Peter Feldmann yapmış, Fazıl Say’a teşekkür etmişti. Alkış bitmiyordu. Bu geceyi gerçekleştiren Hessen Türk Toplumu’ydu. Kuruluşunun 20. yılını Fazıl Say’a onur ödülü ve bu konserle kutluyorlardı. Bir avuç insanın sonsuz çabası ve fedakârlığıyla… Başkan Erhan Songün’ün deyişiyle tek tük sponsorluk, birkaç da küçük bağış dışında, bu iş bilet satışlarıyla karşılanmıştı. Alkış bitmiyordu…

Neden sonra ortalık durulup salon boşaldığında Opera Meydanı’nda bir türlü dağılmayan gençler bir ağızdan tempo tutuyorlardı: “Bizi de Fazıl Say! Bizi de Fazıl Say!”… Bilmem Türkiye’den duyan oldu mu?

Balbay’ın hücresinden, “Nâzım Oratoryosu”na uzanan süreçte Şair çok haklıydı. Tıpkı o gün gibi bugün de: “Yıkan da, yaratan da biziz / yıkan da yaratan da biziz bu güzelim, bu yaşanası dünyada.”

DUYURU


Balbay'ın Hücresi - Gazetecilere Özgürlük

Gazeteci - yazar, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Mustafa Balbay'ın fikirlerinden  tutuklu bulunduğu cezaevi hücresinin aynısı, Frankfurt Alte Oper Meydanı'nda, 17 Kasım 2013 Pazar günü, saat 16:00'da sergilenecek.

Ziyaretçilerin, aslına uygun olarak yapılan hücreyi tüm ayrıntılarıyla gezebilecekleri etkinliğe Mustafa Balbay'ın eşi Gülşah Balbay’ın yanı sıra Türk ve Alman milletvekilleri de katılacaklar.
Hücre içerisinde bulunan her şeyin, Balbay'a ait özel eşyalardan oluşacağı projede, el yazısı notlar, okur mektupları ve kitap çalışmaları da orijinal haliyle ziyaretçilerin ilgisine sunulacak.
Etkinliğe katılanlara, Cumhuriyet Kitapları tarafından bu proje için özel olarak Almanca'ya çevrilen Mustafa Balbay'ın dava sürecindeki usulsüzlükleri anlattığı Yargıtatör kitabı da hediye edilecek.

Türkiye, şu anda cezaevlerinde bulunan 71 gazeteci ile dünyada en çok gazetecinin tutuklu bulunduğu ülkedir.

Bu hücrenin sergilenmesindeki amacımız, hangi görüşten olursa olsun, gazetecilik yaptıkları için tutuklanan insanların bulundukları tecrit koşullarını gözler önüne sermektir.

Biz; aşağıda isimleri yazılı olan demokratik kitle örgütleri olarak, Türk ve Alman kamuoyunu, fikirlerinden dolayı cezaevlerinde bulunan bütün gazetecilerin, yazarların, düşünce adamlarının ve milletvekillerinin haklarını savunmaya, Frankfurt'tan Türkiye'deki haksızlıklara ve hukuksuzluklara karşı ses vermeye çağırıyoruz.

Almanya Sosyaldemokrat Halk Dernekleri Federasyonu (HDF), Almanya Türk Öğrenciler Birliği (ATÖB), Almanya Türk Öğretmenler Federasyonu (ATÖF), Avrupa Burdurlular Federasyonu, CHP Hessen, Rheinland-Pfalz, Saarland Birliği, Frankfurt Alevi Kültür Merkezi, Frankfurt Türkiye Sosyal Demokratları Derneği (TSD), Hessen Eyaleti Atatürkçü Düşünce Derneği (HE - ADD), Hessen Türk Toplumu (TG - HESSEN), Türk Öğretmenler Derneği (TÖDER)

İnsan haklarından, düşünce açıklama özgürlüğünden ve demokrasiden yana olan her kesimden ve görüşten kişinin katılmasından büyük mutluluk duyacağımız bu etkinlikte, destek veren kuruluşların flamaları dışında afiş, pankart, bayrak vb. sembollerin taşınmaması en önemli ricamızdır.

İsmail EREN                     Yıldız AKALIN
HDF Genel Başkanı           TSD BAŞKANI

Newsletter / Haber bülteni

Lütfen bu formu gönderebilmek için tarayıcınızın JavaScript özelliğini açın.

Facebook